Diyarbakır Örenyerleri

Çayönü Örenyeri


Diyarbakır ili, Ergani ilçesi, Sesveren Pınarı Köyü hudutları içinde Hilar Mağaraları mevkiindedir. 1964 yılından bu yana yapılan araştırma ve kazılarda burasının Anadolu'nun en eski yerleşme yerlerinden biri olduğu ve geçmişinin M.Ö. 8. bine dek uzandığı belirlenmiştir. İlk Tarımcı köy toplulukları dönemine ait olan bu örenyerinde Neolitik Çağ'ın değişik evrelerine ait izlere de rastlanmıştır.




Üçtepe Örenyeri


Diyarbakır'ın Bismil ilçesi, Üçtepe Köyündedir. Yörenin büyük höyüklerinden biri olan Üçtepe'de 1988 yılında Prof. Dr. Veli Sevin'in bilimsel başkanlığında, Diyarbakır Müzesi Müdürlüğü'nce kazı çalışmaları başlatılmıştır. Kazıda yeni Asur Dönemi'ne ait önemli eserlerin yanı sıra Hurri-Mitanni, Hellenistik ve Roma dönemlerine ait buluntular da ortaya çıkarılmıştır.



Diyarbakır Kalesi


İl merkezinde 5700 m. uzunluğunda, 12 m. yüksekliğinde ve 3-5 m. genişliğinde olan görkemli Diyarbakır Kalesi'nin planı bir kalkan balığını andırmaktadır. Kalenin dört kapısı ve sekseniki burcu vardır. Burçlardan en önemlisi 1208 yılında Artuklu hükümdarı Melik Salih Memduh tarafından inşa ettirilen yedi kardeş burcudur. Burcun üzerinde çift başlı kartal, kanatlı aslan kabartmaları bulunmaktadır. Kitabesi bir kuşak halinde burcu çevrelemektedir. M.S. 349 tarihinde Romalılar zamanında inşa edilen kale İslâmî dönemlerde de birçok kez onarılmış ve yapılan ilavelerle günümüzdeki görünümünü kazanmıştır.




Malabadi Köprüsü


Diyarbakır-Batman karayolu üzerinde yeni yapılan karayolunun sağ tarafındadır. 1147 yılında Artukoğulları döneminde inşa edilmiştir. Ortadaki büyük sivri kemerin ayakları kayalıklara oturtulmuştur. Kemerin her iki ucunda 4.50 x 5.30 m. boyutlarında köprünün güvenliğini sağlayacak nöbetçilerin oturması ve kervan yolcularının dinlenmesi için yapılmış birer oda mevcuttur.


Köprünün selyaranları üzerindeki burma sütunlu nişlerin içerisinde, insan, hayvan, güneş motifleri bulunmaktadır.


Günümüzde yeni bir köprüden ulaşım yapıldığı için, eski Malabadi Köprüsü kullanılmamakta, Artuklu sanatının güzel bir örneği olarak tüm heybetiyle halen yaşamaktadır.

0 yorum: