sait halim paşa yalısı

Sait Halim Paşa Yalısı’nın Tarihi


Sait Halim Paşa Yalısı‘nın tespit edilen ilk sahipleri Düzoğulları ailesidir. Bilindiği kadarıyla Düzoğulllarından kalan yalıyı Aristarhis Ailesi tamamen yıktırmış ve tahmini 1863 yılında yeniden inşa ettirmişlerdir.



Sait Halim Paşa Yalısı, 1876 yılında Prens Abdülhalim Paşa’nın mülkiyetine geçmiştir. Ancak o dönemde yalının harap halde olması ve de istenilen büyüklükte olmaması nedeni ile Çanakkale’li mimar-kalfa Petraki Adamandidis’e bugünkü biçimiyle yeniden yaptırılmıştır. Abdülhalim Paşa’nın 1890 yılında vefatı ile mülkü Paşa’nın dokuz evladına kalmıştır. Sait Halim Paşa, kardeşlerine ait hisseleri satın alarak 1894 yılında yalının tamamına sahip olmuştur.
Bina 1968’de Turizm Bankası’na geçmiş ve bir müddet sadece yabancıların girebildiği kumarhane olarak kullanılmıştır. Yangın tehlikesi ve benzeri sebeplerle kumarhane 1972 yılında Hilton’a devredilmiştir.



1974 yılında tadilattan geçen Sait Halim Paşa Yalısı, asıl büyük renovasyonu 1980-1984 yıllarında, Turizm Bankası tarafından TAÇ (Türkiye Anıt ve Çevre Koruma) Vakfı’na yaptırılarak gerçekleşmiştir.



1989’da TC. Turizm Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası’na dönüştürülünce Sait Halim Paşa Yalısı‘nın sahibi Türkiye Kalkınma Bankası olmuştur. Sait Halim Paşa Yalısı‘nın bahçesi yaz aylarında restoran olarak işletilmiş, odalarının bir bölümü müze olarak düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra Başbakanlık yazlık konutu olarak da kullanılmış ve zaman zaman resmi toplantılar burada yapılmıştır.



Sait Halim Paşa Yalısı, 1995 yılında geçirdiği yangın sonrasında “Başbakanlık Resmi Konuk Evi” adı altında restore edilmiştir. Bu restorasyon 2002 yılında tamamlanmıştır. Sait Halim Paşa Yalısı, yangından önceki haline göre değil de inşa edildiği 1860’lı yıllardaki haline göre restore edilmiş, 2004 yılında Göçtur Turizm A.Ş.’nin işletmesine devredilene kadar da kullanılmamıştır.

Sait Halim Paşa Yalısı‘nın dış yüzü ampir etkili, içerde eklektik derleme dekorasyonu ile eklemeli stil sergilemektedir. Planı geleneksel boğaz yalısı tipinde olup, orta sofa etrafında odalar ile çevrelenmiştir.


Rıhtımda harem ve selamlık yönlerine giden kapılar vardır. Bu kapılardan selamlık bahçesine açılanın önündeki iki aslan heykeli yüzünden yalı “Aslanlı Yalı” olarak da anılmaktadır. Aslan heykelleri hakkında Yeniköy‘lü Nubar Horanyan şu bilgiyi verir, “Sait Halim Paşa kılıç kuşanınca hediye olarak İtalya’dan dişi aslan heykeli geldi. Paşa’nın ikinci kuşağında ise erkek aslan heykeli Almanya’dan hediye olarak gönderildi”.


Bahçenin kuzey ucunda minik bir deniz hamamı vardır. Üç yönden de denize girilebilinen hamam sonradan tahliye edilmiştir. Sait Halim Paşa Yalısı‘nın ikinci katından, altından yol geçen, kafesli koru bağlantısı ise 1958′de cadde genişletilirken diğer istimlaklar gibi yıktırılmıştır. Tüm bunlara ek olarak Selamlık bahçesinde de bir kayıkhane bulunuyordu, ancak bu kayıkhane günümüze ulaşamamıştır.


Boğaz yalı ve köşklerinin aldığı son şekil ampir-barok olarak değerlendirilir. Bu uygulamalar Sultan Abdülmecid zamanında başlamış, (1839-1861) daha sonra Sultan Abdülaziz ve Abdülhamit zamanlarında Batıya dönük bir eklektizm tesirini göstermiştir.



Sait Halim Paşa Yalısı‘nın denizden geri çekilerek rıhtım üzerine inşa edilmesi, binanın dış mimarisi ve hacmi, çıkmaların (cumbalar) bulunmaması, cephelerin ve pencerelerin neo-klasik (ampir) üslubunda olması gibi karakteristikler, tamamıyla o devirde uygulanmış yeniliklerdir.
Sait Halim Paşa Yalısı, iç süsleme bakımından yer yer tipik ampir, bazı yerlerde eklektik ve bazen de her iki tesiri taşıyan bir iç dekorasyona sahiptir. 1800-1830 arası dönemde Kübik ve ağır mobilyalar, dekorasyonda kavisler çok nadirdir. Altın yaldızlı ahşap kaybolmuştur, yerine bronz aplikli, özellikle, akaju ağacı rağbet görmüştür. Kolonların başlık ve kaideleri sert ve stilize süslemeler taşımakta, Ampir stilinde duvarlar bantlarla, bazen plastırlarla, panolarla bölünmüştür. Tavana geçişlerde ise frizler vardır. Tavanlarda ise genellikle bir bant çerçeve ve yine ortası bantlı bir daire, ortada göbek ve boşluklar, ampirin tipik sembolik elemanları ile süslenmiştir. Bu iç mimari düzeni yalının genelinde bulunmaktadır ancak yalının zemin katındaki kabul odasını Mısır–Arap tesirli düzeni olarak ayrı tutmak gerekir.


Sait Halim Paşa Yalısı’nın Odaları


Harem Giriş Holü ve Merdiven Holü: İki katı içine alan merdiven holü, tamamıyla ampir motiflerle dekore edilmiştir. Duvara 6–8 cm. genişliğinde stük (tutkallı alçı) kabartmalı bantlarla panolara (kitabelere) bölünmüştür. Panoları çevreleyen bantlar kabartmalı alçı stük ve kabartmalarının çıkıntılı yerleri altın yaldızlıdır. Tavanlar da yine yaldızlı stük bantlarla çerçevelenmiş ve aynı bandın oluşturduğu bir daire ve orta alanlar, yine ampir ve eklektik motiflerle süslenmiştir. Bu tutuma XVI. Louis’ten etkilenmiş bir zengin ampir de diyebiliriz. Kolonlar ise tipik ampir süsleme ile kendini gösterir. Yani, kaide ve başlık ampir motifli, gövdesi kanelürsüzdür. Merdiven başındaki sütunlar ve ortada bulunan aynanın çerçevesi orijinaldir.


Av Odası (Yemek Odası) : Yalının iç dekorasyon bakımından ikinci önemli mekânı Av Odasıdır. Bu salon yalının en süslü odasıdır diyebiliriz. Duvarlar ampir süslemeli plastırlarla panolara bölünmüş, panolar yine ampir çerçevelerle süslenmiştir. Tavana geçiş frizi ovlar ve girlandlarla süslüdür. Tavan çok zengin ampir bantlarla çerçevelenmiştir, ortası yine daire çizen bir banttır; bu daire 12 dilime bölünmüş olup dilimlerin içleri ampir elemanlı süslemedir. Bu salondaki, panoların içleri hariç, tamamı altın yazmalıdır.



Selamlık (Tören Salonu) : Yalının önemli mekânlarından birisi de tören salonudur. Merdiven holünün arkasında selamlık girişine açılan bu büyük salon kolonları, kirişleri, tavanı bakımından çok süslü olmakla beraber ampir stiline bağlanamaz. Yalnız kolon başları ve ortalarındaki kuşaklar, tavan kirişlerinin ince profilleri ve duvarların geniş bantlı pano taksimatı ampir dekoratif elemanlar olarak kabul olunabilir. Diğer taraftan tavan frizlerinde madalyon biçiminde çerçevelenmiş Arapça yazılar, tavan dekorasyonu ve kapılardaki “muşarabiye” (tornada çekilmiş elemanlardan yapılmış kafes) ile salona bir Mısır havası verilmeye çalışılmıştır. Bahsedilen Arapça yazılardan rıhtım tarafında olanların ortasındaki günümüze kadar orijinalliğini korumuştur. Giriş kapısı ve vitraylar yine günümüze aynen ulaşan parçalar arasındadır. Giriş holünde bulunan Kütahya Çinileri dönemin en kaliteli çinileri arasındadır. F. A. Clement tarafından Mısır’da yapılan ve 1865 olarak imzalanan “Çölde av” isimli yağlı boya tablonun çerçeveli hali 4,65m x 7, 76m’dir . Oryantalist bir görüş ve anlatımla değerlendirilen, sanatsal niteliği olan çok figürlü bir kompozisyonu içermektedir.



Çalışma-Kabul-Bekleme Odaları: Çalışma odasının tavanı ampir-eklektik motifli, tavan göbeği kare biçiminde ve köşeleri motiflidir, çerçeve ortasında motiflerle süslü daire vardır. Tavan-duvar arasındaki frizler tipik ampir desenli, bütün süslemeler kabartma stük ve yaldızlıdır. Duvarlar ahşap çıta ile panolara bölünmüş, pano zemini bir çeşit hafif rölyefli kâğıt kaplanmıştır. Deniz cephesinin üç odasının ortada bulunanı Paşa’nın görüşme, kabul odasıdır. Bu odada bulunan ikişer kanatlı dört kapı cilalı ahşap olup, çok zengin bir şekilde sedef ve fildişi kakma olarak adeta kaplanmıştır. Bu odaya, eşyaları ve iç dekorasyonu ile Mısır havası verilmek istenmiştir. Selamlık tarafındaki üçüncü oda ziyaretçilerin bekleme odasıdır.



Büyük Salon : Tavan Barok işlemelidir. Duvarlar ise pano kitabeli, bantlar rölyefli, desenli, stük yaldızlıdır.

Japon Odası : Önce İspanyol tarzında döşenmesi planlanan oda, Sadrazam’a Japonya’dan hediyelerin gelmesi ve gelen hediyelerin odaya yerleştirilmesi üzerine isim değişikliği yaşamıştır. Yeni biçiminden ötürü odaya Japon Odası denilmiştir.

Altın Oda : Odanın duvarlarının ve mobilyalarının tamamının kaplamaları altın olduğundan odaya Altın Oda denilmiştir.

Venedik Odası : Oda Venedik tarzında döşendiğinden ve tüm mobilyalar Venedik’ten getirtildiğinden odaya Venedik Odası ismi verilmiştir.

Hamam : Hamamın vitrayları günümüze kadar saklanabilmiştir. Doğramaların yanması üzerine yeni doğramalar yapılmış, vitraylar bu doğramalara uygun hale getirilerek takılmıştır.



Sait Halim Paşa (1863-1921) Sait Halim Paşa, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın dört oğlundan biri olan Mehmet Abdülhalim Paşa’nın oğludur. 1863 yılında Kahire’de doğmuştur. Sait Halim Paşa ilk ve orta tahsilini Kahire’de özel olarak yapmış, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Daha sonra İsviçre’de beş yıl siyasal bilgiler öğrenimi görmüştür.

1306 (1888)’de Mîr-i Mîran rütbesi ile ve Mecîdî nişanı ile Şûra-yı Devlet (Danıştay) âzâsı olmuştur. Kendisine, 1889′da II. ve 1892′de I. rütbe Osmânî ve 1899′da murassa Mecîdî nişanı, 1900′de de Rumeli Beylerbeyi pâyesi verilmiştir. 1908′de ise bulunduğu Şûrâ-yı Devlet âzâlığından kadro dışı bırakılmış, ancak aynı dönemde Belediye genel seçimlerinde Yeniköy belediye dairesi reisliğine tayin olunmuştur. Daha sonra ise “Cemiyet-i Umumiye-i Belediye” ikinci reisliği, 1908′de de Âyân Meclisi âzâlığı yapmıştır. 1912′de Şûrâ-yı Devlet reisliği de kendisine verilmiştir.



Sait Halim Paşa, 1912′de reislikten çekilmiştir. Bu sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin genel sekreterliğine seçilmiş, Mahmut Şevket Paşa’nın sadrazamlığı sırasında 1913′de de 2. defa Şûrâ-yı Devlet reisliğine ve üç gün sonra Hariciye Nezareti’ne (Dışişleri Bakanlığı’na) atanmıştır. Mahmut Şevket Paşa’nın şehit edilmesinden sonra 1913′de Sadaret Kaymakamlığı’na (Başbakan Yardımcılığı’na) vezirlik rütbesi ile getirilmiştir.Sait Halim Paşa, 1913 Eylülünde, Bulgarlarla Edirne’nin Osmanlı devletinde kalması ve Meriç nehri hudut olmak üzere sulh imzalanması hizmeti sebebi ile Padişah tarafından İmtiyaz Nişanı ile onurlandırılmıştır.Osmanlı Devleti 1914 yılında tarafsızlığının ihlal edilmesi nedeni ile I. Dünya Savaşına katıldı. Bu süreçte Almanya sefiri Baron Wangenheim ile ittifak anlaşması Yeniköy’de Sait Halim Paşa‘nın yalısında imza edilmiştir.



1919 Martında harp ilanı sırasındaki bazı kabine azaları ve Sait Halim Paşa tutuklanmış, Paşa, diğer milletvekilleri ile beraber tahliye olunduktan sonra Roma’ya gitmiştir. 6 Aralık 1921′de bir Salı günü akşamı araba ile evinin kapısına geldiği sırada komiteci bir ermeninin silahlı saldırısına uğramıştır. Na’şı İstanbul‘a getirilmiş ve 30 Aralık 1921 günü Yeniköy‘deki yalısından alınarak büyük törenle Sultan Mahmut türbesinin haziresine (bahçesine) defnedilmiştir.

Sait Halim Paşa Yalısı
İletişim
Adres : Köybaşı Caddesi No:117 Yeniköy - İstanbul
Tel : 0 212 223 05 66
Faks : 0 212 223 05 67

0 yorum: