Side Müzesi

1 No'lu Salon

Hamamın ilk giriş kısmı (soyunma salonu) tonozu yıkılmış üzeri açıktır. En önemli eseri zafer tanrıçası Nike'dir. Diğerleri yunanca ve Greekçe yazıtlar ile mermerden bir oyun masası bulunmaktadır.



II No'lu Salon

Soğuk Salon (Frigidarium) dur. l nolu salon (Apoditerium), II nolu salon (Frigidarium) soyunma ve giyinme bölümleridir. Yıkılan tonozları restore edilemediğinden açık teşhir vardır. Sergilenen eserler sağ tarafta Side doğu kapısında bulunarak buraya getirilmiş silah kabartmalı taş levhalardır. Bunlar, Helenistik devirde doğululara karşı kazanılan bir zaferden sonra yapılarak, kapının üzerine, zafer nişanesi olarak konulmuş olup, harpte kazanılan ganimetleri sembolize etmektedir. İşçiliklerinin itinasız gibi görünmesi, yaklaşık 15 m. Yükseklikte durmaları ve perspektif göz önüne alınarak yapılmalarından dolayıdır. Salonunun ortasında yer alan siyah bazalt taştan yuvarlak, köşeli kaideli, dışı lotus çiçek kabartmalarıyla süslü eser vazo şeklinde bir mezardır. Kapağı da kayıptır. Ticari yollaGüney Anadolu'dan gelmiştir. Geç Hitit devrine ait başka salonun orta kısmındaki sırada mermerden, silindirik kabartmalı iki adet mai kurban sunağı, nişlerde mermer torsolar; kubbeli soğuk su havuzunun içinde ise güneş saati yer almaktadır. Aslında üzeri tonoz kemer ile örtülü olan bu açık salon doğuda hamamın sıcak salonları, batıda paleistra, doğu köşesindeki bir kapıyla da külhanla buluşmaktadır.




II No'lu Salon (Yuvarlak Salon)


Esas Müzenin kapalı kısmına girişi sağlayan büyük kapıdan içeriye ilk girilen yerdir. Yuvarlak, üzeri kubbeli (fenerli) duvarlarında simetrik dört yıkanma nişi bulunan salon artık tamamen terleme yeri (laconicum) denilen en sıcak kısmıdır. Bu bölümün kapı geçitleri dışındaki yarım daire şeklindeki dört nişte dört heykel yer almakta bunlardan biri olan kadın heykeli Puducitia denilen tipe girmekte, bol kıvrımlı ve himetionu ile dikkati çekmekte kollarının durumu ile de zarif bir görünüş arz etmektedir. Roma devri M.S.II.yy.'a aittir. Başı ve ayakları kırıktır. Diğer üçünün biri erkek, ikisi de kadın heykelidirler.



IV No'lu Salon (Havuzlu Salon)
Hamamın sütunlu cadde cephesine paralel uzanan sıcak bölümüne antik çağlarda Caldarium denilirdi. Diktörtgen planlı, olup kısa cephelerde birer büyük, uzun yol cephesinde de yarım daire şekilli üç küçük havuz bulunduğundan "havuzlu salon", denilmektedir. Hamamın en önemli bölümü büyük pencerelerle aydınlatılmakta olup duvarlarında nişler vardır. Tonozu taşıyan kemer kaburgaları dahil mermerle kaplıdır. Salon alttan hypocaust sistemi ile ısıtmalıdır.
Duvarlarındaki mermer kaplamalara ait çiviler (dubeller) ve sıcak su boruları ile tüteklikleri halen görülebilmektedir. Salona girince hemen sağdaki nişte büyük Nike heykeli, duvara raptedilen raflarda ve konsol üzerinde tanrı ve tanrıça heykelcikleri, torsolar ve mermer baş portreleri bulunmaktadır.



Güneydeki havuz içinde amphoralar, üst kısmında sunaklar ve kabartmalı lahit parçaları vardır. Doğu havuzu içinde P.T. kaplar, taştan ilkel gemi çapaları vardır.



Kuzey büyük havuz içinde kremasyon çömlek mezarlar, mermer bir lahit teknesi tuğladan bir mezar yapılmış içinde bir erkek iskeleti teşhir edilmektedir. Havuz üstündeki set üzerinde ise yine heykeller vardır. Ortada sütunlu caddede parçalar halinde bulunan Herakles çıplak olarak tasvir edilmiş, üzerinde aslan postunun örttüğü sopasına dayanmıştır. Budaklı sopası ve aslan postu güçlü Herakles'in sembolüdür. Buradaki pozisyonu; 12 macerasından biri olan Hesperid'lerin altın elmalarını çaldıktan sonra dinlenirken (hatta arkadaki sağ elinde elmayı saklıyor.). Görevi tamamlamanın verdiği rahatlama anı tasvir edilmiş diyebiliriz. M.S.II.yüzyıla aittir.



Üç güzeller: Tiyatroda sahne binası yanında bulunmuştur. Başları, kolları ve bacakları eksiktir. Mitolojide Kharitler olarak geçen güzeller, sevimli şeylerin, şenliklerin tanrıçalarıdır. Parlaklık, ışıltı, güzellik anlamına gelir. İnsanların içine sevinç, neşe serperek onları coşturur. Sanatı korur ve ilham verirler. Çoğu zaman Apollon ve Dionyzos şenliklerinde şarkı söyler ve eğlenirlerdi. Bugünün sanatçıları gibi olduklarından çok sevilirler ve her devirde çok miktarda yapılmışlardır. Aynı zamanda birbiriyle yarışan güzellik tanrıçalarıdırlar. Genellikle üçe yanyana, cepheden bakılmak üzere tasvir edilmişlerdir. Eser Roma devri kopyasıdır.


Bu salonda nehir tanrısı Melas, girişin hemen solundaki bronz kol, tam karşıda da Sidece yazıtlar, mezar stelleri, Likya tipi kabartmalı mermer lahit parçalan, aslan şeklindeki masa ayağı, Afrodit'in istiritye kabuğu içinden doğuşu kabartması ile İksios'un tekere gerilmesi kabartmaları zikre değer eserlerdir. Kuzey büyük havuz içinde kremasyon çömlek mezarlar, mermer bir lahit teknesi tuğladan bir mezar yapılmış içinde bir erkek iskeleti teşhir edilmektedir. Havuz üstündeki set üzerinde ise yine heykeller vardır. Ortada sütunlu caddede parçalar halinde bulunan Herakles çıplak olarak tasvir edilmiş, üzerinde aslan postunun örttüğü sopasına dayanmıştır. Budaklı sopası ve aslan postu güçlü Herakles'in sembolüdür. Buradaki pozisyonu; 12 macerasından biri olan Hesperid'lerin altın elmalarını çaldıktan sonra dinlenirken (hatta arkadaki sağ elinde elmayı saklıyor.). Görevi tamamlamanın verdiği rahatlama anı tasvir edilmiş diyebiliriz. M.S.II.yüzyıla aittir.



V No'lu Salon


Bu salona hem III nolu yuvarlak salondan hem de havuzlu salondan girilir. Hamamın Tepidarium denilen ılıklık kısmıdır. Dikdörtgen şekilde yine üzerinin tonozu tamamlanmış, duvarlarında nişler vardır. Bu salonun plandaki V nolu (Apoditeryum) ile girişe açılan kapısı teşhir salonu yapılırken kapatılmıştır. Müzenin bu bölümü; en çok eserin teşhir edildiği salonudur. Yuvarlak Salondan içeriye girince ilk dikkate çeken, boydan heykeller, ortada Lahitler, güney derin niş içindeki Hugeia (sağlık tanrıçası), önündeki Apollan heykelleri; batı uzun duvar nişindeki Nemesis ve osthotekler; kuzey içindeki sfenksler ile duvar önündeki kadın heykeli; batı niş içindeki başsız tanrıça Athena heykeli ile duvar önlerinde yapılmış kaide üzerine yerleştirilmiş torsolar; Duvarlara raptedilmiş küçük raf üzerindeki mermer portre başlar ile doğu duvar nişi içindeki zırhlı giysili imparator büstü salonun zikre değer eserleridir. Aşağıda Agorada bulunmuş olan bu imparator gövdesi zırhlı giysisi üzerine kabartmalarla süslüdür. Alt tarafı bulunamayan bu imparator heykelinin başı M.S.III.yüz yılda bir başka imparatoru tasvir etmek üzere değiştirilmiştir. Zırh üzerindeki mitolojik yaratıklardan, baktığını taş kesen Medusa vegrifon vardır.




Eroslu Lahit


Bu salonun en güzel eseridir. Doğu nekropoldaki mezar anıtında bulunmuş, dikdörtgen prizma bir tekne ve tapınak çatısını andıran bir kapaktan oluşan Pamphilia tipinde bir lahittir. Roma devrinde Lahitler, ölen kişinin öbür dünyada da yaşanacağı ve ruhunun korunacağı mekanlar olarak düşünüldüğünden, ev tipinde yapılmışlardır. Dikkat edilip bakıldığında tekne süslü alt kaidesiyle bir evi, kapağı ise stilize edilmiş hatlarla kiremit döşeli bir çatıyı andırmaktadır. Tekne kısmının dış yüzlerinde yüksek kabartma içki içip sarhoş olarak dans eden aşk tanrısı EROS'lar tasvir edilmiştir. Köşelerde ise ellerinde hurma dalı tutan kanatlı zafer tanrıçaları, ölen kişinin hayatta iken başarı kazandığı ve mücadelelerini zaferle sonuçlandırdığının ifadesidir. Kapak üzerindeki aslan başları dam suyunu akıtan çörtenlerdir. Lahit Roma döneminde M.S.III.yüzyıl başlarına aittir.

0 yorum: